Ali Şir Nevai; Hayatı, Sanatı, Eserleri, Tesirleri, Eserlerinden ÖrneklerHayatı, Sanatı, Eserleri, Tesirleri, Eserlerinden Örnekler
Liste Fiyatı :
6,00
İndirimli Fiyat :
4,20
Kazancınız :
1,80
9786052019726
9244580
https://www.kitapberlin.com/ali-sir-nevai-hayati-sanati-eserleri-tesirleri-eserlerinden-ornekler
Ali Şir Nevai; Hayatı, Sanatı, Eserleri, Tesirleri, Eserlerinden Örnekler Hayatı, Sanatı, Eserleri, Tesirleri, Eserlerinden Örnekler
4.20
Milletlerin büyükleri vardır. Türk milletinin geçmiş ve gelecek bilinci olan büyük evlatlarından Nevâî, adeta tek başına
millettir. Onun çağları aşıp gelen inancı ve ülküsü, kimliğimiz Türkçeyi yaşayan ve yaşatan anlayışı, ışıklı sesi ve ezgili söyleyişi,
zihnimizi ve gönüllerimizi ısıtmakta; bir kutup yıldızı gibi önümüzü aydınlatmaktadır. Ali Şîr Nevâî'nin ne denli güçlü bir Türkçe
sevgisine sahip olduğunu aşağıya aldığımız birkaç beyitten anlayabiliriz.
Başarup encüm-i dürr min Türk mihr
Birke körme baş tuman anı sipihr
(Hayretü'l Ebrar)
‘Türk güneşi inci gibi olan yıldızları saklar. Gök onu baş aşağı yere gömer.'
‘Eger bir kavm ger yüz yoksa miningdür
Muayyen Türk ulusu hod, meningdür
Alıp men taht-i fermanımga âsân
Çerig çekmey Hıta'dan ta Horasan
Horasan dimegil Siraz u Tebriz
Ki kılmıs devrini kilkim seker-rîz
Köngül bermis sözümge Türk, can hem
Ni yalguz Türk belkim Türkman hem
Ni milk içre ki bir ferman yıbardım
Anıng zabtıga bir Divan yıbardım
Bu divan tuttı ol kisverni andak
Ki Dîvân tüzmegey defterni andak.'
(Ferhat ve Şirin)
Günümüz Türkçesiyle:
‘Türk milleti ister bir kavim isterse yüz hatta bin uruk olsun gerçekte bunların hepsi ( birdir) benimdir. Ben çeri, (ordu)
çekmeden Hıta (Çin) ülkesinden Horasan'a kadar uzayan bölgeleri buyruğuma aldım. Yalnız Horasan değil Şiraz ile Tebriz Türkleri
devrini de benim kalemim şekerle tatlı kılmıştır. Türkler benim sözlerime gönül vermişler, canını bile vermişlerdir. Yalnız Türkler
(Uygur, Çağataylı, Altınordulu, Kazan, Kıpçak) değil Türkmenler (Akkoyunlu ve Osmanlılar) ... Ben bu ülkeleri ele geçirmek için
ferman göndermedim; ancak bir Dîvân göndererek bu işi yaptım. Bu dîvân (devlet sınırlarını aştı) ülkeleri öylesine tuttu ki hiçbir
yasa koyucu dîvân ile defterleri böylece sağlam zapt edip, düzene koyamaz.'
‘Sen çü nazmnı Türktâz ettin,
Farsî tildin ihtiraz ettin.'
(Seb'a-i Seyyâre)
Sen şiirlerini Türkçe söyledin. Fars diline itiraz (çekince koy-) ettin. (Farsça yazmadın.)
Sonsuza dek, zihninizi Türkçenin ezgili sesi aydınlatsın.
- Açıklama
- Milletlerin büyükleri vardır. Türk milletinin geçmiş ve gelecek bilinci olan büyük evlatlarından Nevâî, adeta tek başına millettir. Onun çağları aşıp gelen inancı ve ülküsü, kimliğimiz Türkçeyi yaşayan ve yaşatan anlayışı, ışıklı sesi ve ezgili söyleyişi, zihnimizi ve gönüllerimizi ısıtmakta; bir kutup yıldızı gibi önümüzü aydınlatmaktadır. Ali Şîr Nevâî'nin ne denli güçlü bir Türkçe sevgisine sahip olduğunu aşağıya aldığımız birkaç beyitten anlayabiliriz. Başarup encüm-i dürr min Türk mihr Birke körme baş tuman anı sipihr (Hayretü'l Ebrar) ‘Türk güneşi inci gibi olan yıldızları saklar. Gök onu baş aşağı yere gömer.' ‘Eger bir kavm ger yüz yoksa miningdür Muayyen Türk ulusu hod, meningdür Alıp men taht-i fermanımga âsân Çerig çekmey Hıta'dan ta Horasan Horasan dimegil Siraz u Tebriz Ki kılmıs devrini kilkim seker-rîz Köngül bermis sözümge Türk, can hem Ni yalguz Türk belkim Türkman hem Ni milk içre ki bir ferman yıbardım Anıng zabtıga bir Divan yıbardım Bu divan tuttı ol kisverni andak Ki Dîvân tüzmegey defterni andak.' (Ferhat ve Şirin) Günümüz Türkçesiyle: ‘Türk milleti ister bir kavim isterse yüz hatta bin uruk olsun gerçekte bunların hepsi ( birdir) benimdir. Ben çeri, (ordu) çekmeden Hıta (Çin) ülkesinden Horasan'a kadar uzayan bölgeleri buyruğuma aldım. Yalnız Horasan değil Şiraz ile Tebriz Türkleri devrini de benim kalemim şekerle tatlı kılmıştır. Türkler benim sözlerime gönül vermişler, canını bile vermişlerdir. Yalnız Türkler (Uygur, Çağataylı, Altınordulu, Kazan, Kıpçak) değil Türkmenler (Akkoyunlu ve Osmanlılar) ... Ben bu ülkeleri ele geçirmek için ferman göndermedim; ancak bir Dîvân göndererek bu işi yaptım. Bu dîvân (devlet sınırlarını aştı) ülkeleri öylesine tuttu ki hiçbir yasa koyucu dîvân ile defterleri böylece sağlam zapt edip, düzene koyamaz.' ‘Sen çü nazmnı Türktâz ettin, Farsî tildin ihtiraz ettin.' (Seb'a-i Seyyâre) Sen şiirlerini Türkçe söyledin. Fars diline itiraz (çekince koy-) ettin. (Farsça yazmadın.) Sonsuza dek, zihninizi Türkçenin ezgili sesi aydınlatsın.Stok Kodu:9786052019726Boyut:135-210-0Sayfa Sayısı:338Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2019-10-03Kapak Türü:KartonKağıt Türü:2.HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.