Sepetim (0) Toplam: 0,00
%30
Azerbaycan Sahasında Yazılmış Çağatayca Bir Sözlük Sinan Uyğur

Azerbaycan Sahasında Yazılmış Çağatayca Bir SözlükLugat-i Nevayi

Liste Fiyatı : 12,29
İndirimli Fiyat : 8,60
Kazancınız : 3,69
9786257716260
9270097
Azerbaycan Sahasında Yazılmış Çağatayca Bir Sözlük
Azerbaycan Sahasında Yazılmış Çağatayca Bir Sözlük Lugat-i Nevayi
8.60
Tarihî vesikalara göre Türk dili, kullanıcılarının devingenliği, üretkenliği, cevvalliği sayesinde
2500 yıldan beri Asya'nın doğu ucundan Avrupa'nın ortalarına, Kuzey Buz Denizi'nden Hint
Okyanusu'na kadar geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Türkler, bu zaman zarfında münasebete
girdikleri milletlerin dillerinden pek çok kavramı ve bu kavramların karşılıkları olan sözcükleri
kendi dillerinin kuralları çerçevesinde alıp işleyip işletmelerinin yanı sıra yeni kavramları kendi
dillerinin kurallarıyla işaretleyerek idraklerini, izanlarını, izahlarını genişletmişlerdir. Bu süreçte
münasebette bulundukları milletlerin kültürlerini derinden etkilemek suretiyle onların dillerine
binlerce kelime verecek bir nüfuza sahip olmuşlardır. Türklerin bu yükselişiyle birlikte Türk dili
de çeşitli bölgelerde zaman zaman ortak dil hüviyeti kazanmıştır.
Türk kültürü hiç şüphesiz en canlı ve baskın dönemini İslamiyetten sonra yaşamıştır. İslamla
birlikte İran'ın, Hindistan'ın, Anadolu'nun, Mısır'ın, Suriye'nin, Arabistan'nın, Mağrib'in
kapılarını açan Türkler, kültür ve medeniyet noktasında terakki kaydederek eski dünyanın
merkezine oturmayı başarmışlar, birden çok noktada siyasî merkezler, kültür çevreleri, sanat ve
ilim yuvaları oluşturmak suretiyle sanat, kültür ve bilime katkıda bulunmuşlardır. İstanbul, Bursa,
Bahçesaray, Tebriz, Kazan, Isfahan, Buhara, Semerkant, Herat, Delhi, Kaşgar gibi pek çok
merkezde meydana getirilen ilmî ve edebî eserler sadece bu merkezlerde okunmamış, çoğaltılarak
başka merkezlerde de takip, tanzir, taklit ve tercüme edilmiştir.
Orta Çağ ve Yeni Çağ'da, bu merkezlerde yaşayan Türk aydını, Arapça ve Farsça eserlerin yanı
sıra Türkçe eserleri de ilgi ve imkanları nispetinde takip etmiştir. Bu uzak coğrafyalardaki
Türkçenin ortak olmaması, yek diğerinden farklılık arz etmesi sebebiyle başlangıçta Anadolu
sahasında, Harezm ve Kıpçak Türkçelerinden Eski Türkiye Türkçesine tercümeler yapılmış,
sonraları ise Çağatay Türkçesinden tercümelerin yanında bu lehçenin sözlükleri de telif edilmiştir.
Elimizdeki ilk lehçeler arası sözlükler 16 yüzyılın birinci yarısına dayanmaktadır. Abuşka
Lugati, Luπat-i Pµr Alµ ޵r Nevâyµ, Isramak Sözlüğü, Der Beyân-ı Istılâhât-ı Emlahü'ş-Şu¡arâ
Mevlânâ Nevâyî gibi Çağataycadan Osmanlı Türkçesine hazırlanan sözlüklerin yanında Senglah,
Bedayiu'l-Lugat, Hulasa-yı Abbasî, Fethali Kaçar Lugati, Behcetü'l-Lugat gibi Çağataycadan
Farsçaya bir çok sözlük yazılmıştır. Bu sözlüklerin bazıları bazılarına mebde teşkil ederken
bazıları ise doğrudan Çağatay Türkçesi ile yazılmış eserler taranarak ortaya konmuştur. Bu
çalışmayla gün yüzüne çıkarılan sözlük ise her iki duruma da örnek niteliğindedir. Abuşka Lugati
temelli olmasına rağmen ondan pek çok madde başı, karşılık ve örnekle ayrılmakta; müstakil bir
eser hüviyeti göstermektedir. Anlaşılıyor ki sözlük müellifi Çağatay Türkçesi ile ilgili bir çok eser
taramış, bu taramalarından notlar almış, kelimelerin farklı anlamlarını tespit ederek bu malzemeyi
sözlüğünde kullanmıştır. Azerbaycan sahasında yazmış olmasına rağmen Abuşka Lugati'ndeki
Osmanlı Türkçesine mahsus bütün dil özelliklerini değiştirmemiş; ancak kendi mühitinde
anlaşılamayacağını düşündüğü kelime ve eklerin dönemin Azerbaycan Türkçesindeki
karşılıklarını kullanmakla iktifa etmiştir.
  • Açıklama
    • Tarihî vesikalara göre Türk dili, kullanıcılarının devingenliği, üretkenliği, cevvalliği sayesinde
      2500 yıldan beri Asya'nın doğu ucundan Avrupa'nın ortalarına, Kuzey Buz Denizi'nden Hint
      Okyanusu'na kadar geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Türkler, bu zaman zarfında münasebete
      girdikleri milletlerin dillerinden pek çok kavramı ve bu kavramların karşılıkları olan sözcükleri
      kendi dillerinin kuralları çerçevesinde alıp işleyip işletmelerinin yanı sıra yeni kavramları kendi
      dillerinin kurallarıyla işaretleyerek idraklerini, izanlarını, izahlarını genişletmişlerdir. Bu süreçte
      münasebette bulundukları milletlerin kültürlerini derinden etkilemek suretiyle onların dillerine
      binlerce kelime verecek bir nüfuza sahip olmuşlardır. Türklerin bu yükselişiyle birlikte Türk dili
      de çeşitli bölgelerde zaman zaman ortak dil hüviyeti kazanmıştır.
      Türk kültürü hiç şüphesiz en canlı ve baskın dönemini İslamiyetten sonra yaşamıştır. İslamla
      birlikte İran'ın, Hindistan'ın, Anadolu'nun, Mısır'ın, Suriye'nin, Arabistan'nın, Mağrib'in
      kapılarını açan Türkler, kültür ve medeniyet noktasında terakki kaydederek eski dünyanın
      merkezine oturmayı başarmışlar, birden çok noktada siyasî merkezler, kültür çevreleri, sanat ve
      ilim yuvaları oluşturmak suretiyle sanat, kültür ve bilime katkıda bulunmuşlardır. İstanbul, Bursa,
      Bahçesaray, Tebriz, Kazan, Isfahan, Buhara, Semerkant, Herat, Delhi, Kaşgar gibi pek çok
      merkezde meydana getirilen ilmî ve edebî eserler sadece bu merkezlerde okunmamış, çoğaltılarak
      başka merkezlerde de takip, tanzir, taklit ve tercüme edilmiştir.
      Orta Çağ ve Yeni Çağ'da, bu merkezlerde yaşayan Türk aydını, Arapça ve Farsça eserlerin yanı
      sıra Türkçe eserleri de ilgi ve imkanları nispetinde takip etmiştir. Bu uzak coğrafyalardaki
      Türkçenin ortak olmaması, yek diğerinden farklılık arz etmesi sebebiyle başlangıçta Anadolu
      sahasında, Harezm ve Kıpçak Türkçelerinden Eski Türkiye Türkçesine tercümeler yapılmış,
      sonraları ise Çağatay Türkçesinden tercümelerin yanında bu lehçenin sözlükleri de telif edilmiştir.
      Elimizdeki ilk lehçeler arası sözlükler 16 yüzyılın birinci yarısına dayanmaktadır. Abuşka
      Lugati, Luπat-i Pµr Alµ ޵r Nevâyµ, Isramak Sözlüğü, Der Beyân-ı Istılâhât-ı Emlahü'ş-Şu¡arâ
      Mevlânâ Nevâyî gibi Çağataycadan Osmanlı Türkçesine hazırlanan sözlüklerin yanında Senglah,
      Bedayiu'l-Lugat, Hulasa-yı Abbasî, Fethali Kaçar Lugati, Behcetü'l-Lugat gibi Çağataycadan
      Farsçaya bir çok sözlük yazılmıştır. Bu sözlüklerin bazıları bazılarına mebde teşkil ederken
      bazıları ise doğrudan Çağatay Türkçesi ile yazılmış eserler taranarak ortaya konmuştur. Bu
      çalışmayla gün yüzüne çıkarılan sözlük ise her iki duruma da örnek niteliğindedir. Abuşka Lugati
      temelli olmasına rağmen ondan pek çok madde başı, karşılık ve örnekle ayrılmakta; müstakil bir
      eser hüviyeti göstermektedir. Anlaşılıyor ki sözlük müellifi Çağatay Türkçesi ile ilgili bir çok eser
      taramış, bu taramalarından notlar almış, kelimelerin farklı anlamlarını tespit ederek bu malzemeyi
      sözlüğünde kullanmıştır. Azerbaycan sahasında yazmış olmasına rağmen Abuşka Lugati'ndeki
      Osmanlı Türkçesine mahsus bütün dil özelliklerini değiştirmemiş; ancak kendi mühitinde
      anlaşılamayacağını düşündüğü kelime ve eklerin dönemin Azerbaycan Türkçesindeki
      karşılıklarını kullanmakla iktifa etmiştir.
      Stok Kodu
      :
      9786257716260
      Boyut
      :
      160-240
      Sayfa Sayısı
      :
      303
      Basım Yeri
      :
      Ankara
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2020-12
      Kapak Türü
      :
      Karton
      Kağıt Türü
      :
      Kitap kağıdı
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat