Dev Memesindeki Cüceler
Liste Fiyatı :
6,62
İndirimli Fiyat :
4,63
Kazancınız :
1,99
9789758759484
9186367
https://www.kitapberlin.com/dev-memesindeki-cuceler
Dev Memesindeki Cüceler
4.63
Bedri Rahmi Eyüboğlu, İstanbulu anlatan bir şiirini ey benim dev memesinde cüceler emziren acayip memleketim diye bitirir. Eski Milletvekili Emre Kocaoğlu, Bedri Rahminin bu mısraını kitabına isim yapmış. Aynı mısraı kullanarak Türkiyedeki iç siyaseti şöyle tanımlıyor:
Türkiyede her şey var. Un var, şeker var, yağ var. Hattâ helvayı yapacak usta da var. Ama siyaset adlı mutfağa ustaların yerine yiyicileri sokmuşlar. Ustalar dışarıda, yiyiciler kazanın başında. Tabii helva melva olmuyor sonuçta. Kahredici bir devletçi ekonomiyle kahredici bir devletçi devletin örs ve çekici arasında millet paspas gibi eziliyor. Devletçilik bataklığı yoksulluk, yolsuzluk, demokrasisizlik gibi canavarlar üretiyor. Bunlar da milletimizin kanını emiyor. Bizler ise hiçbir şey yapamadan sadece seyrediyor ve mırıl mırıl şikâyetle yetiniyoruz. Çünkü ülkemizin dev memesini cüceler basmış!
Emre Kocaoğlu uzun sendikacılık ve politikacılık yaşamında yurt içinde ve dışında çeşitli görevler yapmış. 1999-2002 yılları arasında, yani 21. Dönemde İstanbul Milletvekili olarak TBMMde bulunmuş. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanvekili, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Sözcüsü, AB Anayasasını hazırlayan Brükseldeki Avrupa Konvansiyonunda Parlamenter üye olmuş. 3 Kasım 2002 erken seçimlerinde halk o dönemin partilerini siyaseten linç edince siyasetin dışında kalmış. Ama halka kızmamış, oturup bu hezimetin sebeplerini düşünmüş. Bu arada Neden ülke bir türlü kalkınamıyor, neden bu kadar yoksulluk ve işsizlik var, neden bu kadar çok yolsuzluk oluyor, neden siyaset işlemiyor, neden istediğimiz demokrasiye kavuşamıyoruz, neden halkı mutlu edemiyoruz? diye sormuş kendi kendine. Vardığı çarpıcı sonuçları kitaplaştırmış. Bunu kendisine Atatürkün Meclisinde oturmak şerefini bahşeden Türk halkına karşı minnet borcu olarak niteliyor.
Kocaoğlu bu kitabında ülkenin siyasi sorunlarını ve çözüm yollarını çok aykırı bir perspektifle ele alıyor. Doğru bildiklerini alışılmamış bir cesaretle ve alışılmamış bir açıklıkla anlatıyor. Kendisi de bunu farkında. Bakınız ne diyor:
Kitapta tek bir konudan değil, çok sayıda ve farklı konulardan bahsediyorum. Ve çoğunda aykırılık ediyorum. Alışılmış düşünce kalıplarını eleştiriyorum, yerleşmiş çıkarları rahatsız ediyorum, ezberleri bozmaya çalışıyorum. Biliyorum ki herkes bu kitapta kızacak bir şey bulacaktır.
Ve yine biliyorum ki, insanlar bir kitapta sevdikleri yerleri hemen unutur, kızdıkları yerleri ise hep hatırlarlar ve yazara ateş püskürürler.
Böyle bir riskle karşı karşıya olduğumun farkındayım. Ama ya hiç yazmayacaktım veya yazdıklarımda samimi olacaktım. Ben ikincisini tercih ettim. Bu risk de galiba bu tercihimin bedeli.
Ne yapalım, kusurlarım varsa affola.
Türkiyede her şey var. Un var, şeker var, yağ var. Hattâ helvayı yapacak usta da var. Ama siyaset adlı mutfağa ustaların yerine yiyicileri sokmuşlar. Ustalar dışarıda, yiyiciler kazanın başında. Tabii helva melva olmuyor sonuçta. Kahredici bir devletçi ekonomiyle kahredici bir devletçi devletin örs ve çekici arasında millet paspas gibi eziliyor. Devletçilik bataklığı yoksulluk, yolsuzluk, demokrasisizlik gibi canavarlar üretiyor. Bunlar da milletimizin kanını emiyor. Bizler ise hiçbir şey yapamadan sadece seyrediyor ve mırıl mırıl şikâyetle yetiniyoruz. Çünkü ülkemizin dev memesini cüceler basmış!
Emre Kocaoğlu uzun sendikacılık ve politikacılık yaşamında yurt içinde ve dışında çeşitli görevler yapmış. 1999-2002 yılları arasında, yani 21. Dönemde İstanbul Milletvekili olarak TBMMde bulunmuş. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanvekili, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Sözcüsü, AB Anayasasını hazırlayan Brükseldeki Avrupa Konvansiyonunda Parlamenter üye olmuş. 3 Kasım 2002 erken seçimlerinde halk o dönemin partilerini siyaseten linç edince siyasetin dışında kalmış. Ama halka kızmamış, oturup bu hezimetin sebeplerini düşünmüş. Bu arada Neden ülke bir türlü kalkınamıyor, neden bu kadar yoksulluk ve işsizlik var, neden bu kadar çok yolsuzluk oluyor, neden siyaset işlemiyor, neden istediğimiz demokrasiye kavuşamıyoruz, neden halkı mutlu edemiyoruz? diye sormuş kendi kendine. Vardığı çarpıcı sonuçları kitaplaştırmış. Bunu kendisine Atatürkün Meclisinde oturmak şerefini bahşeden Türk halkına karşı minnet borcu olarak niteliyor.
Kocaoğlu bu kitabında ülkenin siyasi sorunlarını ve çözüm yollarını çok aykırı bir perspektifle ele alıyor. Doğru bildiklerini alışılmamış bir cesaretle ve alışılmamış bir açıklıkla anlatıyor. Kendisi de bunu farkında. Bakınız ne diyor:
Kitapta tek bir konudan değil, çok sayıda ve farklı konulardan bahsediyorum. Ve çoğunda aykırılık ediyorum. Alışılmış düşünce kalıplarını eleştiriyorum, yerleşmiş çıkarları rahatsız ediyorum, ezberleri bozmaya çalışıyorum. Biliyorum ki herkes bu kitapta kızacak bir şey bulacaktır.
Ve yine biliyorum ki, insanlar bir kitapta sevdikleri yerleri hemen unutur, kızdıkları yerleri ise hep hatırlarlar ve yazara ateş püskürürler.
Böyle bir riskle karşı karşıya olduğumun farkındayım. Ama ya hiç yazmayacaktım veya yazdıklarımda samimi olacaktım. Ben ikincisini tercih ettim. Bu risk de galiba bu tercihimin bedeli.
Ne yapalım, kusurlarım varsa affola.
- Açıklama
- Bedri Rahmi Eyüboğlu, İstanbulu anlatan bir şiirini ey benim dev memesinde cüceler emziren acayip memleketim diye bitirir. Eski Milletvekili Emre Kocaoğlu, Bedri Rahminin bu mısraını kitabına isim yapmış. Aynı mısraı kullanarak Türkiyedeki iç siyaseti şöyle tanımlıyor:
Türkiyede her şey var. Un var, şeker var, yağ var. Hattâ helvayı yapacak usta da var. Ama siyaset adlı mutfağa ustaların yerine yiyicileri sokmuşlar. Ustalar dışarıda, yiyiciler kazanın başında. Tabii helva melva olmuyor sonuçta. Kahredici bir devletçi ekonomiyle kahredici bir devletçi devletin örs ve çekici arasında millet paspas gibi eziliyor. Devletçilik bataklığı yoksulluk, yolsuzluk, demokrasisizlik gibi canavarlar üretiyor. Bunlar da milletimizin kanını emiyor. Bizler ise hiçbir şey yapamadan sadece seyrediyor ve mırıl mırıl şikâyetle yetiniyoruz. Çünkü ülkemizin dev memesini cüceler basmış!
Emre Kocaoğlu uzun sendikacılık ve politikacılık yaşamında yurt içinde ve dışında çeşitli görevler yapmış. 1999-2002 yılları arasında, yani 21. Dönemde İstanbul Milletvekili olarak TBMMde bulunmuş. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanvekili, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Sözcüsü, AB Anayasasını hazırlayan Brükseldeki Avrupa Konvansiyonunda Parlamenter üye olmuş. 3 Kasım 2002 erken seçimlerinde halk o dönemin partilerini siyaseten linç edince siyasetin dışında kalmış. Ama halka kızmamış, oturup bu hezimetin sebeplerini düşünmüş. Bu arada Neden ülke bir türlü kalkınamıyor, neden bu kadar yoksulluk ve işsizlik var, neden bu kadar çok yolsuzluk oluyor, neden siyaset işlemiyor, neden istediğimiz demokrasiye kavuşamıyoruz, neden halkı mutlu edemiyoruz? diye sormuş kendi kendine. Vardığı çarpıcı sonuçları kitaplaştırmış. Bunu kendisine Atatürkün Meclisinde oturmak şerefini bahşeden Türk halkına karşı minnet borcu olarak niteliyor.
Kocaoğlu bu kitabında ülkenin siyasi sorunlarını ve çözüm yollarını çok aykırı bir perspektifle ele alıyor. Doğru bildiklerini alışılmamış bir cesaretle ve alışılmamış bir açıklıkla anlatıyor. Kendisi de bunu farkında. Bakınız ne diyor:
Kitapta tek bir konudan değil, çok sayıda ve farklı konulardan bahsediyorum. Ve çoğunda aykırılık ediyorum. Alışılmış düşünce kalıplarını eleştiriyorum, yerleşmiş çıkarları rahatsız ediyorum, ezberleri bozmaya çalışıyorum. Biliyorum ki herkes bu kitapta kızacak bir şey bulacaktır.
Ve yine biliyorum ki, insanlar bir kitapta sevdikleri yerleri hemen unutur, kızdıkları yerleri ise hep hatırlarlar ve yazara ateş püskürürler.
Böyle bir riskle karşı karşıya olduğumun farkındayım. Ama ya hiç yazmayacaktım veya yazdıklarımda samimi olacaktım. Ben ikincisini tercih ettim. Bu risk de galiba bu tercihimin bedeli.
Ne yapalım, kusurlarım varsa affola.Stok Kodu:9789758759484Boyut:140-210Sayfa Sayısı:155Basım Yeri:AnkaraBaskı:1Basım Tarihi:2006-10Kapak Türü:KartonDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.