Sepetim (0) Toplam: 0,00
%30
Düşünsel Yazınsal Dilsel Türkay Korkmaz

Düşünsel Yazınsal DilselTrabzon'da Zaman

Liste Fiyatı : 19,39
İndirimli Fiyat : 13,57
Kazancınız : 5,82
9786051805955
9218428
Düşünsel Yazınsal Dilsel
Düşünsel Yazınsal Dilsel Trabzon'da Zaman
13.57
Bilim alanındaki gelişmelerin eğitime girmesi bir anlamıyla laikliktir. Laiklik, girdiği toplumlarda demokrasiyi doğurmuş, insanların dilediği gibi yaşama şansına ulaşmasını sağlamıştır. Bu nedenle laiklik, diğer bir anlamıyla demokratik bir yaşama biçimidir. Herkesin inandığı gibi yaşaması, demokrasinin kurumlaşarak toplumun bütün kesimlerinde örgütlenmesi, insan için laikliğin getirdiği önemli kazanımlardan biridir. Copernicus, ortaya koyduklarıyla kendinden öncekilerin bıraktığı yerden bilimsel görüşü savunmuş ve bunları insanlara inandırmıştır. Yeryuvarlağının döndüğünü, gezegenimizin öbür yıldızlar için bir önem taşımadığını, güneş sistemini, bizim samanyolunu, daha başka birçok samanyollarını içine alan evrenin çok geniş olduğunu gözler önüne serdi. Bilim adamlarının ulaştığı sonuçları eğitime sokmak için tüm uluslar yüzyılların geçmesini beklediler. Yani eğitimde laikliğin uygulanması öyle pek kolay gerçekleşmedi. Biz ulus olarak bilimin eğitimimize girmesini kuşkusuz Atatürk'e borçluyuz. Atatürk, laik eğitim anlayışını egemen kılmak için bu eğitimle bağdaşmayan sıbyan okullarını, medreseleri, tarikat ve tekkeleri kapattı. Böylece, laik eğitimle birlikte bilim okullarımıza giriyordu artık. Olayların açıklanmasını bilimsel verilerden öğrenip yaşama geçirecektik. Boş inançlarla yapılan açıklamalar geçerliliğini yitirecekti. Bilimin eğitimimize girmesine karşı duranlar her zaman olduğu gibi o gün de çıktı. Bağımsızlık Savaşı'nı başarıyla bitirmiş olan Türk ulusunun en büyük şansı, çağını aşıp geleceği gören bir liderin ulusun başında bulunmasıydı. Laikliğe karşı çıkanları, toplumun çağdaşlaşmasını engelleyenleri bir bir susturdu. Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaşlığa ulaşması laiklik ilkesiyle sağlanacaktı. Çünkü bilimden uzak bir toplum çağdaş olamazdı. Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzyıla yaklaşan yaşamında laikliğe karşı yer yer gizli, açık, karşı çıkanlar olmuştur. Cumhuriyet'in düşmanları kendilerine güven duydukları ortamlarda kimi kez boy göstermişlerdir. Bu aymazlar boy göstermekle kalmayıp Cumhuriyet savunucularından can da almışlardır. 24 Ocak 1993 tarihinde acımasızca öldürülen gazeteci yazar Uğur Mumcu laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni savunuyordu. Türk ulusunun bu yiğit oğlu laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin son kurbanı mıydı? Bugüne değin yaşadıklarımız kurbanların bitmediğini gösteriyor. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni bağımsızlık üzerinde yükselen altı ilkeyle pekiştirmişti. Laiklik'le birlikte ulusçuluk, devletçilik, devrimcilik, halkçılık ve cumhuriyetçilik ilkeleri çağdaş bir devlet olmamızda temel oluşturacaktı. Bu ilkeler üzerinde boy verecek olan
  • Açıklama
    • Bilim alanındaki gelişmelerin eğitime girmesi bir anlamıyla laikliktir. Laiklik, girdiği toplumlarda demokrasiyi doğurmuş, insanların dilediği gibi yaşama şansına ulaşmasını sağlamıştır. Bu nedenle laiklik, diğer bir anlamıyla demokratik bir yaşama biçimidir. Herkesin inandığı gibi yaşaması, demokrasinin kurumlaşarak toplumun bütün kesimlerinde örgütlenmesi, insan için laikliğin getirdiği önemli kazanımlardan biridir. Copernicus, ortaya koyduklarıyla kendinden öncekilerin bıraktığı yerden bilimsel görüşü savunmuş ve bunları insanlara inandırmıştır. Yeryuvarlağının döndüğünü, gezegenimizin öbür yıldızlar için bir önem taşımadığını, güneş sistemini, bizim samanyolunu, daha başka birçok samanyollarını içine alan evrenin çok geniş olduğunu gözler önüne serdi. Bilim adamlarının ulaştığı sonuçları eğitime sokmak için tüm uluslar yüzyılların geçmesini beklediler. Yani eğitimde laikliğin uygulanması öyle pek kolay gerçekleşmedi. Biz ulus olarak bilimin eğitimimize girmesini kuşkusuz Atatürk'e borçluyuz. Atatürk, laik eğitim anlayışını egemen kılmak için bu eğitimle bağdaşmayan sıbyan okullarını, medreseleri, tarikat ve tekkeleri kapattı. Böylece, laik eğitimle birlikte bilim okullarımıza giriyordu artık. Olayların açıklanmasını bilimsel verilerden öğrenip yaşama geçirecektik. Boş inançlarla yapılan açıklamalar geçerliliğini yitirecekti. Bilimin eğitimimize girmesine karşı duranlar her zaman olduğu gibi o gün de çıktı. Bağımsızlık Savaşı'nı başarıyla bitirmiş olan Türk ulusunun en büyük şansı, çağını aşıp geleceği gören bir liderin ulusun başında bulunmasıydı. Laikliğe karşı çıkanları, toplumun çağdaşlaşmasını engelleyenleri bir bir susturdu. Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaşlığa ulaşması laiklik ilkesiyle sağlanacaktı. Çünkü bilimden uzak bir toplum çağdaş olamazdı. Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzyıla yaklaşan yaşamında laikliğe karşı yer yer gizli, açık, karşı çıkanlar olmuştur. Cumhuriyet'in düşmanları kendilerine güven duydukları ortamlarda kimi kez boy göstermişlerdir. Bu aymazlar boy göstermekle kalmayıp Cumhuriyet savunucularından can da almışlardır. 24 Ocak 1993 tarihinde acımasızca öldürülen gazeteci yazar Uğur Mumcu laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni savunuyordu. Türk ulusunun bu yiğit oğlu laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin son kurbanı mıydı? Bugüne değin yaşadıklarımız kurbanların bitmediğini gösteriyor. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni bağımsızlık üzerinde yükselen altı ilkeyle pekiştirmişti. Laiklik'le birlikte ulusçuluk, devletçilik, devrimcilik, halkçılık ve cumhuriyetçilik ilkeleri çağdaş bir devlet olmamızda temel oluşturacaktı. Bu ilkeler üzerinde boy verecek olan
      Stok Kodu
      :
      9786051805955
      Boyut
      :
      160-240
      Sayfa Sayısı
      :
      529
      Basım Yeri
      :
      Ankara
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2017-02
      Kapak Türü
      :
      Karton
      Kağıt Türü
      :
      2.Hamur
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat