- Anasayfa
- >
- Kitap
- >
- Tarih
- >
- Araştırma-İnceleme
Ege'de Börklüce ve Bedreddin
Liste Fiyatı :
8,07
İndirimli Fiyat :
5,65
Kazancınız :
2,42
9786054399581
473387
https://www.kitapberlin.com/egede-borkluce-ve-bedreddin
Ege'de Börklüce ve Bedreddin
5.65
Ege'nin dağları, Osmanlı'nın başını kestiği yiğitlerin yattığı gömütlerin başlarına dikilen kesik taşlarla doludur. Yöre halkı, "Kesikbaşlar Mezarlığı" diyor buralara.
Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa'nın katledilişinden 600 yıl sonra konferanslar, sempozyumlar düzenleniyor ve haklarında destanlar, kitaplar yazılıyorsa; onların kurulu düzene başkaldırısının da yeniden incelenip sorgulanması gerekir.
"Öyle bilgiler vardır ki belli olgunluk düzeyine gelmemiş insanlara bu bilgileri anlatmak yarardan çok zarar verir..." ve "Yârin yanağından gayrı her şey ortak olacak" deyişlerinde gizli, derin anlamlar vardır.
Yüzyıllardan bu yana süregelen bu savaş, dogma ile aklın, karanlıkla aydınlığın, sömürenle sömürülenin savaşıdır. Başkaldıran adam, canını feda etmeyi göze alandır. Acılarla karşı karşıya kalan yiğit, halkın gözünde kahramandır.
Mum olup karanlıkları aydınlatmak, düşünüp sorgulayarak yeni güneşler yaratmak zor; lambayı kırıp ortalığı karartmak, dogmatik kör inançlar peşinden gitmekse kolaydır.
Başkentleri Apasa-Selçuk olan Işık İnsanları Luvilerin; Kibele, Artemis gibi kadın tanrıçaların yaşadığı Anadolu toprağında şöyle bir deyiş vardır: "Anadolu'da önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar; çünkü güneşi kadınlar doğurur."
Kadının üretken ve etkin olmadığı hiçbir yer aydınlanmaz. Işık İnsanları Luvilerin kadın Tanrıçası Artemis'tir. Bu tanrıçanın simgesi balarısıdır ve balarısı, anaerkil düzeni sürdürür. Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa'nın kurmak istediği eşitlikçi düzenin temelinde de kadın-erkek eşitliği vardır.
Karaburun İsyanı'ndan sonra iki bin müridi ile beraber Selçuk'a getirilen Börklüce Mustafa, bir devenin üstünde çarmıha gerilir. İki bin müridi, "İriş Dede Sultan!" diyerek gözlerini kırpmadan ölüme giderler...
Anadolu'nun en aydın kenti Aydın ellerinde ışıldayan Börklüce Mustafa'nın ışıklı gözlerinin Selçuk'ta söndürülmeye çalışılması tesadüf müdür?
Unutulmasın: Uçurtmayı yükselten rüzgâr değil onun direnme gücüdür!
- Açıklama
- Ege'nin dağları, Osmanlı'nın başını kestiği yiğitlerin yattığı gömütlerin başlarına dikilen kesik taşlarla doludur. Yöre halkı, "Kesikbaşlar Mezarlığı" diyor buralara. Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa'nın katledilişinden 600 yıl sonra konferanslar, sempozyumlar düzenleniyor ve haklarında destanlar, kitaplar yazılıyorsa; onların kurulu düzene başkaldırısının da yeniden incelenip sorgulanması gerekir. "Öyle bilgiler vardır ki belli olgunluk düzeyine gelmemiş insanlara bu bilgileri anlatmak yarardan çok zarar verir..." ve "Yârin yanağından gayrı her şey ortak olacak" deyişlerinde gizli, derin anlamlar vardır. Yüzyıllardan bu yana süregelen bu savaş, dogma ile aklın, karanlıkla aydınlığın, sömürenle sömürülenin savaşıdır. Başkaldıran adam, canını feda etmeyi göze alandır. Acılarla karşı karşıya kalan yiğit, halkın gözünde kahramandır. Mum olup karanlıkları aydınlatmak, düşünüp sorgulayarak yeni güneşler yaratmak zor; lambayı kırıp ortalığı karartmak, dogmatik kör inançlar peşinden gitmekse kolaydır. Başkentleri Apasa-Selçuk olan Işık İnsanları Luvilerin; Kibele, Artemis gibi kadın tanrıçaların yaşadığı Anadolu toprağında şöyle bir deyiş vardır: "Anadolu'da önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar; çünkü güneşi kadınlar doğurur." Kadının üretken ve etkin olmadığı hiçbir yer aydınlanmaz. Işık İnsanları Luvilerin kadın Tanrıçası Artemis'tir. Bu tanrıçanın simgesi balarısıdır ve balarısı, anaerkil düzeni sürdürür. Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa'nın kurmak istediği eşitlikçi düzenin temelinde de kadın-erkek eşitliği vardır. Karaburun İsyanı'ndan sonra iki bin müridi ile beraber Selçuk'a getirilen Börklüce Mustafa, bir devenin üstünde çarmıha gerilir. İki bin müridi, "İriş Dede Sultan!" diyerek gözlerini kırpmadan ölüme giderler... Anadolu'nun en aydın kenti Aydın ellerinde ışıldayan Börklüce Mustafa'nın ışıklı gözlerinin Selçuk'ta söndürülmeye çalışılması tesadüf müdür? Unutulmasın: Uçurtmayı yükselten rüzgâr değil onun direnme gücüdür!Stok Kodu:9786054399581Boyut:135-210-0Sayfa Sayısı:163Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2017-04-12Kapak Türü:KartonKağıt Türü:2.HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.