Sepetim (0) Toplam: 0,00
%30
Yeni
Gabrıel Tarde’ın Mikrososyolojisi Üzerine Emre Özcan

Gabrıel Tarde’ın Mikrososyolojisi Üzerine

Liste Fiyatı : 19,60
İndirimli Fiyat : 13,72
Kazancınız : 5,88
%30
Temin süresi 7-21 gündür.
9786256520103
9365298
Gabrıel Tarde’ın Mikrososyolojisi Üzerine
Gabrıel Tarde’ın Mikrososyolojisi Üzerine
13.72

Durkheim kazandı. Böyle demişti Deleuze. Hep böyle olmadı mı? Tıpkı felsefe gibi sosyoloji de “despotun gölgesinde” çalışmadı mı? Felsefede “gösteren”, sosyolojide ise “toplum”... Birer kapma pratiği… Felsefede Nietzsche, en büyük saldırısını yapmıştı bu kapma pratiğine. İçerinin, içerdenleştirmenin pratiğine karşı, dışarının düşüncesinin politik pratiği… İşte bizim için Tarde da benzer bir gücü ifade ediyordu. Sosyolojiyi göçebeleştirmek… Durkheimcı bütününün karşısına yeni bir kuvvet diyagramıyla çıkılarak yapılabilirdi bu ancak. Nietzsche'nin despotun gölgesini kovmak için bir karşı-felsefeden, bir felsefe-olmayandan yola çıkması gibi biz de Tarde'ı bir karşı-sosyoloji olarak düşündük. Bir mikrososyoloji… Daha önce de denenmişti. Bruno Latour denedi belki de bunu. Ama her nedense onu göçebeleştirmek yerine edimsele/aktüele bağladı. Latour ile “despotun gölgesi” yine gösterdi kendini. Bütünü açarak, ilişkileri çoğaltarak heterojenliği kurabileceğini sandı. Tarde ise başka bir dünyaya çağırıyordu bizi. O yüzden Tarde'ı Deleuze'le birlikte okuduk. Artık heterojenlik, çeşitlilik anlamına gelmediği gibi farklı nesnelerle çoğaltılan ilişki anlamına da gelmiyordu. Heterojen, virtüel bir farklanma-farklılaşma eşiği olarak “üretimden/yaratımdan” başka bir şey değildi. Bütün, dışarısıydı. Bir azınlık-oluştu. Sosyolojiyi göçebeleştirmek, onu dışarının düşüncesi aracılığıyla çalıştırmak demekti. Durkheim'ı politik olarak okuduğumuz gibi Tarde'ı da politik olarak okuduk ve Tarde'a “otonom düşünceyi” aşıladık. Bu toprakların çok iyi bildiği bir eylemdi bu.
  • Açıklama

    • Durkheim kazandı. Böyle demişti Deleuze. Hep böyle olmadı mı? Tıpkı felsefe gibi sosyoloji de “despotun gölgesinde” çalışmadı mı? Felsefede “gösteren”, sosyolojide ise “toplum”... Birer kapma pratiği… Felsefede Nietzsche, en büyük saldırısını yapmıştı bu kapma pratiğine. İçerinin, içerdenleştirmenin pratiğine karşı, dışarının düşüncesinin politik pratiği… İşte bizim için Tarde da benzer bir gücü ifade ediyordu. Sosyolojiyi göçebeleştirmek… Durkheimcı bütününün karşısına yeni bir kuvvet diyagramıyla çıkılarak yapılabilirdi bu ancak. Nietzsche'nin despotun gölgesini kovmak için bir karşı-felsefeden, bir felsefe-olmayandan yola çıkması gibi biz de Tarde'ı bir karşı-sosyoloji olarak düşündük. Bir mikrososyoloji… Daha önce de denenmişti. Bruno Latour denedi belki de bunu. Ama her nedense onu göçebeleştirmek yerine edimsele/aktüele bağladı. Latour ile “despotun gölgesi” yine gösterdi kendini. Bütünü açarak, ilişkileri çoğaltarak heterojenliği kurabileceğini sandı. Tarde ise başka bir dünyaya çağırıyordu bizi. O yüzden Tarde'ı Deleuze'le birlikte okuduk. Artık heterojenlik, çeşitlilik anlamına gelmediği gibi farklı nesnelerle çoğaltılan ilişki anlamına da gelmiyordu. Heterojen, virtüel bir farklanma-farklılaşma eşiği olarak “üretimden/yaratımdan” başka bir şey değildi. Bütün, dışarısıydı. Bir azınlık-oluştu. Sosyolojiyi göçebeleştirmek, onu dışarının düşüncesi aracılığıyla çalıştırmak demekti. Durkheim'ı politik olarak okuduğumuz gibi Tarde'ı da politik olarak okuduk ve Tarde'a “otonom düşünceyi” aşıladık. Bu toprakların çok iyi bildiği bir eylemdi bu.
      Stok Kodu
      :
      9786256520103
      Sayfa Sayısı
      :
      153
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2024-01
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Kağıt Türü
      :
      2. Hamur
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat