Gamba

Son dönem öykücülüğümüzün önde gelen isimlerinden Cemil Kavukçu, Dönüş ve Suda Bulanık Oyunlar adlı romanlarından sonra üçüncü romanı Gamba’yı da yayınlıyor. Gamba, Kavukçu’nun yapıtlarını sevenlerin yakından tanıdığı bir olaya dayalı; bir yolculuk romanı bu. Ama yolculuk çevresinde pek çok şeye değiniyor Kavukçu. Bunların başında aşk geliyor. Aşk, cinselliğin sorgulanışı, özgürlük... Yeni Emekli Asım’ın öncülüğünde dört arkadaş, bisikletlerine binerek güney illerimize gitmeye karar verirler. Asım, yani bu sıradışı tatilin düzenleyicisi, yaşadıkları kentten tam bir kopuş istemektedir. Bu yüzden telefonlar kapatılmış, geride kalanlarla tüm iletişim olanakları yolculuk süresince kesilmiştir. Ancak çok geçmeden bunun ne denli olanaksız olduğu anlaşılır. Yolcular gün boyu pedal çevirir, dinlenme saatlerini de bol bol içerek geçirirler, derken geride bıraktıkları yaşam bütün ağırlığıyla omuzlarına çöker. Bu arada Asım kâbuslar görmeye başlar. Çocukluğunun korkulu rüyası Gamba geri gelmiştir çünkü. Cemil Kavukçu bu güzel romanında yaşadığımız kentleri kuşatan sıkıntıyı, birbirine benzeyen çıkışsız hayatları anlatıyor. İş hayatından bunaldığımız anda kendimizi doğaya atıyoruz ama orada kurtuluşu bulacağımız garanti midir? Sonuçta kendi ellerimizle yarattığımız bir kâbustur yaşadığımız şehir. Böylece belki de günün birinde herkes kendi Gamba’sını görmeye başlar.