Kitabın Ateşle Dansı

"İmha emri ve yakma tutanağı mahkemeye 'gizlidir' damgasıyla geldi.Davacı olarak biz göremiyelim, bilmeyelim...'Devlet' adına yapılan bu kutsal işlem ve eylemi kimse bilmesin...Bu kutsal ateş dansında kimler kutsal görevlerini yerine getirmişler, kimse bilmesin...Kitaplarım yakılalı üç yıla yaklaşmış, imha belgelerini gizlemişler, bu konuda ilgisiz 'açıklama'lar yapmışlar... Şimdi de yakma belgelerini mahkemeye sunmak zorunda kalınca buna bir şekil bulmuşlar: 'Gizlidir.'Bu 'gizlidir'damgalı zarfın içinde kimbilir neyi gizliyorlardı. Sıkıyönetim Komutanı'nın imha emri acaba nasıl bir şeydi? Komutanlık kalemindeki yazıcı erin uzaktan gösterdiği yakma tutanağı acaba daha yakından bakıldığında ne söylüyordu? Kitapları kim yakmıştı? Nerede yakmışlardı?..... Olay, mahkemenin kararına yansıyan kendi belgeleriyle işte kabak gibi ortadaydı. Olayı örtme, çarpıtma planı tutmamıştı.Doğrunun şimdi, sıcağı sıcağına ulaşan 'yanık kokusu' haberinde ve Komutanlık kalemindeki yazıcı erin tutanak üzerinden verdiği bilgide olduğu apaçık ortaya çıkmıştı.Ankara Sıkıyönetim Komutanı, Ankara'da sıkıyönetimin sona ereceği tarihi belirleyen Milli Güvenlik Kurulu kararının yayınlanmasından hemen iki gün sonra, 28 Mayıs 1985'te, Bilim ve Sosyalizm Yayınlan'mr, üç yıla yakın bir süre Mamak'ta tutulan kitaplarının imha edilmesini emretmiş, 7 kamyonla götürdükleri 133 bin 607 kitap, 3 Haziran 1985'te sonuçlanan bir eylemle, 'Sıkıyönetim bünyesinde, Sıkıyönetim Komutanlığı'nda görevli üç askeri, bir sivil personelin gözetiminde''yakılarak imha edilmişti.Sonradan, Mamak'tan tahliye olan bir genç arkadaş anlatmıştı: O zaman orada günlerce alevler yükselmiş durmuş. Ne olduğunu anlayamamışlar.Kimbilir bu ateş dansı kaç uzun gün sürdü, alevler kaç gecenin karanlığını yaladı..."