Peki Konuşalım!

Onyillardir yalnizca ögrencilerine degil, azicik düsünmeye egilimli herkese hizla degisen çagimizi, günümüzü, gelecegimizi, yasantimizi bir bilgenin yalin diliyle anlatan, kisisel ve toplumsal sorunlarimizi anlasilir kilarak sorun olmaktan çikaran, hayata ve elbet kendimize nesnel bakabilmeyi ögrenmemize büyük katkilari olan Ünsal Oskay, yalnizca gazetecilik alaninda bile olsa adini hep duyacagimiz Melis Çelebi'nin ustalikli ve içten sorunlarini yanitlarken, bazen saskin izledigimiz, bazen katilmaya çabaladigimiz siyasal ve toplumsal ortama büyük, derin bir ayna tutuyor. Somut umutlar görünmüyor bu aynada, ama umut edebilmek için hayata -aska, evlilige, televizyon dizilerine, sinema filmlerine, reklamlara, modaya, politikaya- nasil bakabilecegimiz, "farkinda olmanin" tadina varabilecegimiz, hatta belki mutlu yasayabilecegimiz ya da en azindan bu hayatin içinde yitip gitmeyebilecegimiz açikça görünüyor. "Okura sundugumuz bu konusma metinleri yasayip geçtigimiz, kisa sürede unuttugumuz gündelik hayat deneyimlerimiz üzerinde söyle biraz durup düsünmemizi amaçliyor. Yasadiklarimiza elestirel bir açidan bakma çabamiz, kendimizi sonuna kadar suçlamamizi gerektirmiyor. Ekmek kazanmamiz, bakkalimizla iliskimizi sürdürebilmemiz için hepimiz gündelik hayatimizi herkesle beraber yasamak durumundayiz. Bu hayatin sorumlulugunu tek basimiza yüklenmemiz ise yogun bir mutsuzluga yol açabiliyor. Okura sunulan metinlerde, bize sunulan hayat tarzinin bizim özgürlük ve mutlulugumuzdan ne denli uzaklastigi vurgulanmak isteniyor." Ünsal OSKAY