ŞakoYayla Kültürü ve Boğa Güreşi Merakı Üzerine Bir Derleme
Liste Fiyatı :
46,41
İndirimli Fiyat :
32,49
Kazancınız :
13,92
9786257243063
9265726
https://www.kitapberlin.com/sako-1
Şako Yayla Kültürü ve Boğa Güreşi Merakı Üzerine Bir Derleme
32.49
En önemli besini temiz hava, berrak ve buz gibi sulardır. Dağın zirvesinden aşağılara, vadilere ve
ormanlara tepeden bakarak yaşarken bedenleri gibi ruhları da beslenir. Hayat gailesi, savaşlar ve
adaletsizlikler ulaşmaz sanırsın dağların doruklarına. Tasadan uzaksın. Çünkü habersizsin. Uzun
yaşamanın sırrını keşfetmiş gibi memnun uyur mutlu uyanırsın. Çobanlık böyledir işte.
Yükseklerde, dünyanın tavanına değer başın. Yine de kendini ezilecekmiş gibi hissetmezsin. Ne
zaman bir araya gelsek dağların ona iyi geldiğinden bahsederdi. Yiyip içtiğinden bahsetmeyi
sevmezdi. "Uzaklara baka baka gözlerim yakını sevmez oldu. Gel çardakta oturalım. Ev beni
sıkıyor." derdi. Küçücük bir kulübeyi yuva edinmiş insanın kocaman bir avluda sıkılmasına
şaşardım. Ama bilirdim ki duvarın dışında alabildiğine açık düzlüklerin, uzak ufukların
varlığından emin olarak uyumak ona iyi gelirdi.
***Bazı toplumların, yaşlılarını uzak dağ başlarına götürüp ölüme terk ettiğini duymuştu Remzi.
Üstelik bunu; övgüyle, saygıyla törene dönüştürdüklerini de. Şimdi ayının leşi üzerinde dönüp
duran kartallarla, kavurma kazanının başına dizilmiş köylüler arasındaki ayrım neydi? Sevgi mi?
Saygı mı? Emek mi? Düşünmeye değer bir yaşama kavgasıydı esasında en başından olagelen.
Her canlı yaşamak için besleniyordu. Severek okşayarak beslediklerini de hayatta kalma savaşına
kurban veriyordu üstelik. Gazi, yavrulu bir ayının canına kıymamış mıydı? Kartallar, kurtlar ve
çakallar da yavrularını besleme derdine düşmemişler miydi? ***Dağlar; mitolojide tanrıların
mekânıdır. Antik Roma'da Zeus ve diğer tanrılar Olimpos dağında yaşar. Bu gün insanoğlu,yükseklere çıkma arzusunu gökdelenler inşa ederek ve kentlere tepeden bakan kulelerle övünerek
gösteriyor. Yükselme tutkusu uçma isteğini de beraberinde getirmiş olmalı. Başımızın üstündeki
sonsuz boşluğu keşfetmek mavi gezegenimize uzaydan bakmak hep yükseklik tutkumuzu işaret
ediyor.
ormanlara tepeden bakarak yaşarken bedenleri gibi ruhları da beslenir. Hayat gailesi, savaşlar ve
adaletsizlikler ulaşmaz sanırsın dağların doruklarına. Tasadan uzaksın. Çünkü habersizsin. Uzun
yaşamanın sırrını keşfetmiş gibi memnun uyur mutlu uyanırsın. Çobanlık böyledir işte.
Yükseklerde, dünyanın tavanına değer başın. Yine de kendini ezilecekmiş gibi hissetmezsin. Ne
zaman bir araya gelsek dağların ona iyi geldiğinden bahsederdi. Yiyip içtiğinden bahsetmeyi
sevmezdi. "Uzaklara baka baka gözlerim yakını sevmez oldu. Gel çardakta oturalım. Ev beni
sıkıyor." derdi. Küçücük bir kulübeyi yuva edinmiş insanın kocaman bir avluda sıkılmasına
şaşardım. Ama bilirdim ki duvarın dışında alabildiğine açık düzlüklerin, uzak ufukların
varlığından emin olarak uyumak ona iyi gelirdi.
***Bazı toplumların, yaşlılarını uzak dağ başlarına götürüp ölüme terk ettiğini duymuştu Remzi.
Üstelik bunu; övgüyle, saygıyla törene dönüştürdüklerini de. Şimdi ayının leşi üzerinde dönüp
duran kartallarla, kavurma kazanının başına dizilmiş köylüler arasındaki ayrım neydi? Sevgi mi?
Saygı mı? Emek mi? Düşünmeye değer bir yaşama kavgasıydı esasında en başından olagelen.
Her canlı yaşamak için besleniyordu. Severek okşayarak beslediklerini de hayatta kalma savaşına
kurban veriyordu üstelik. Gazi, yavrulu bir ayının canına kıymamış mıydı? Kartallar, kurtlar ve
çakallar da yavrularını besleme derdine düşmemişler miydi? ***Dağlar; mitolojide tanrıların
mekânıdır. Antik Roma'da Zeus ve diğer tanrılar Olimpos dağında yaşar. Bu gün insanoğlu,yükseklere çıkma arzusunu gökdelenler inşa ederek ve kentlere tepeden bakan kulelerle övünerek
gösteriyor. Yükselme tutkusu uçma isteğini de beraberinde getirmiş olmalı. Başımızın üstündeki
sonsuz boşluğu keşfetmek mavi gezegenimize uzaydan bakmak hep yükseklik tutkumuzu işaret
ediyor.
- Açıklama
- En önemli besini temiz hava, berrak ve buz gibi sulardır. Dağın zirvesinden aşağılara, vadilere ve
ormanlara tepeden bakarak yaşarken bedenleri gibi ruhları da beslenir. Hayat gailesi, savaşlar ve
adaletsizlikler ulaşmaz sanırsın dağların doruklarına. Tasadan uzaksın. Çünkü habersizsin. Uzun
yaşamanın sırrını keşfetmiş gibi memnun uyur mutlu uyanırsın. Çobanlık böyledir işte.
Yükseklerde, dünyanın tavanına değer başın. Yine de kendini ezilecekmiş gibi hissetmezsin. Ne
zaman bir araya gelsek dağların ona iyi geldiğinden bahsederdi. Yiyip içtiğinden bahsetmeyi
sevmezdi. "Uzaklara baka baka gözlerim yakını sevmez oldu. Gel çardakta oturalım. Ev beni
sıkıyor." derdi. Küçücük bir kulübeyi yuva edinmiş insanın kocaman bir avluda sıkılmasına
şaşardım. Ama bilirdim ki duvarın dışında alabildiğine açık düzlüklerin, uzak ufukların
varlığından emin olarak uyumak ona iyi gelirdi.
***Bazı toplumların, yaşlılarını uzak dağ başlarına götürüp ölüme terk ettiğini duymuştu Remzi.
Üstelik bunu; övgüyle, saygıyla törene dönüştürdüklerini de. Şimdi ayının leşi üzerinde dönüp
duran kartallarla, kavurma kazanının başına dizilmiş köylüler arasındaki ayrım neydi? Sevgi mi?
Saygı mı? Emek mi? Düşünmeye değer bir yaşama kavgasıydı esasında en başından olagelen.
Her canlı yaşamak için besleniyordu. Severek okşayarak beslediklerini de hayatta kalma savaşına
kurban veriyordu üstelik. Gazi, yavrulu bir ayının canına kıymamış mıydı? Kartallar, kurtlar ve
çakallar da yavrularını besleme derdine düşmemişler miydi? ***Dağlar; mitolojide tanrıların
mekânıdır. Antik Roma'da Zeus ve diğer tanrılar Olimpos dağında yaşar. Bu gün insanoğlu,yükseklere çıkma arzusunu gökdelenler inşa ederek ve kentlere tepeden bakan kulelerle övünerek
gösteriyor. Yükselme tutkusu uçma isteğini de beraberinde getirmiş olmalı. Başımızın üstündeki
sonsuz boşluğu keşfetmek mavi gezegenimize uzaydan bakmak hep yükseklik tutkumuzu işaret
ediyor.Stok Kodu:9786257243063Boyut:135-210Sayfa Sayısı:188Basım Yeri:AnkaraBaskı:1Basım Tarihi:2020-09Kapak Türü:KartonKağıt Türü:Kitap kağıdıDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.