Serasker Enver Paşa

Enver Paşa...

Ulu Hakanı deviren Makedonyalı bir eşkıya mıydı, yoksa Hürriyet kahramanı mı?

İmparatorluğu savaşa sokarak parçalanmasına neden olan başarısız bir kumandan mıydı, yoksa zaten parçalanmakta olan Osmanlı topraklarını emperyalist devletlere dört sene boyunca zehir eden inançlı bir asker mi?

Alman hayranı mıydı, yoksa Osmanlının çıkarları için en yüksek kademedeki Alman generallerinin karşısında yumruğunu masaya vurarak son nefesine kadar sadece Osmanlı için yaşayan bir dava adamı mı?

Enver Paşa, kendisi hakkında çirkin suçlamalar ve yakıştırmalar yazmayı vazife bilmiş bir kuşağın yetişmesinden bu yana, meraklı araştırmacılar için adeta büyük bir muamma olagelmiştir. Ve o Enver Paşa ki; Gerek yakın tarihimizdeki şerefli mevki üzerine bir kalem çekilerek en fazla haksızlığa uğramış olan Osmanlı subayı olması, gerekse herkesin Artık bitti dediği anda dahi Yeni baştan deme iradesini gösteren kararlı bir mizacın ve trajik bir yaşamöyküsünün kahramanı olması nedeniyle, muhakkak layık-ı veçhile tahlil edilmesi gereken çok önemli bir tarihi figürdür.

Elinizdeki kitap, 1. Dünya Savaşı esnasında Alman ordusunda pilot olarak görev yapmış Richard Euringer tarafından 1942 senesinde kaleme alınmıştır. Ve Enver Paşanın Berlindeki günlerinden başlayarak Rus ormanlarında şehit olmasına değin uzanan zaman dilimini anlatır.

1. Dünya Savaşının hazin hatıralarını belleğinde henüz canlı tutan Almanyanın, bu kez ikinci bir Dünya Savaşı ile çalkalanmakta olduğu senelerde basılan kitap, ilk savaş neticesinde parçalanarak Türkiye Cumhuriyeti olarak tarih sahnesine çıkan Osmanlının yetiştirdiği büyük kumandan Enver Paşa ve yakın silah arkadaşlarının Kafkaslarda devam eden zorlu mücadelesinin daha iyi anlaşılabilmesi için oldukça önemli bir eserdir.

Zira elinizde tuttuğunuz kitap Leninden Zinoyeve, Troçkiden İbrahim Beke yakın tarihe damgasını vurmuş önemli şahsiyetlerin çevresinde süregelen güç mücadelelerin içine sürüklenen Enver Paşadan yükselen Bu yürek son bir kez daha şaha kalkacak. Bu yumruk son bir kez daha olup bitene müdahale edecek. Enverin işi henüz bitmiş değil nidasının romanıdır.

Kırkiki senelik kısa ömrünü, başeğmez bir mücadele azmi ile tüketmiş olan bir Osmanlı subayının son seneleridir.

Asla seyirci kalamayacağı bir manzaranın orta yerine gözlerini açmış olan ödünsüz bir ruhun attığı son kurşundur...