Sepetim (0) Toplam: 0,00
%30
Türkiye'de İktisat Sosyolojisi İsmail Kitapcı

Türkiye'de İktisat Sosyolojisi; Geçmişten Günümüze Türkiye'de İktisat, İnsan ve ToplumGeçmişten Günümüze Türkiye'de İktisat, İnsan ve Toplum

Liste Fiyatı : 13,20
İndirimli Fiyat : 9,24
Kazancınız : 3,96
9786050331011
543181
Türkiye'de İktisat Sosyolojisi; Geçmişten Günümüze Türkiye'de İktisat, İnsan ve Toplum
Türkiye'de İktisat Sosyolojisi; Geçmişten Günümüze Türkiye'de İktisat, İnsan ve Toplum Geçmişten Günümüze Türkiye'de İktisat, İnsan ve Toplum
9.24
Türk toplumundaki geleneksel sosyal, iktisadi ve kültürel değerler yeni dünyanın hızına yetişmeye çalışıyor. Neo-Klasik iktisadın sosyal bilimleri doğa bilimlerine dönüştürme çabası iktisat, insan ve toplum arasındaki bağların kopmasına neden oluyor. ‘İktisadi olan'ın ‘sosyal olan' üzerinde tahakkümünü daha çok artırması iktisat ve toplum arasındaki mesafeleri artırıyor. İktisat sosyolojisi ise iktisadi olaylara sosyolojik bir açıdan bakarak tek tip yaklaşımlar yerine çok disiplinli yaklaşımları esas alıyor. İktisat sosyolojisi hem tek tek parçalara bakıyor hem de bütünü anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyor. Her ülke için standart bir iktisadi sistemin ve politikanın önerilmesi oldukça sınırlı bir yaklaşım. Öyle ki insanı, toplumu, kültürü ve tarihi anlamadan bir ülkenin iktisadi sorunlarını çözebilme gayreti suya yazı yazmak gibi bir şey. Her ülkenin iktisadi sorunlarının kendine özgü olması akıllara tıbbın kurucusu Hippokrates'in görüşlerini getirmektedir. Hippokrates her bir hastanın özel olduğunu, standart tedavinin olamayacağını söyler. O meşhur ‘hastalık yok, hasta var' aforizmasındaki gibi. İktisat sosyolojisi de tarihsel gerçeklerden hareket ederek insanı ve toplumu anlama gayreti içerisinde. Aynı zamanda sosyal ve iktisadi yapılar açısından her ülkenin kendi gerçeğini görerek ve bilerek iktisadi sorunları çözme amacında. ‘Türkiye'de İktisat Sosyolojisi' adlı bu çalışmada tarihsel süreçte Türkiye'de iktisadi düşüncenin nasıl oluştuğu ve ahlaki değerlerin iktisadi yapı üzerinde ne türden etkiler oluşturduğu farklı iktisat sosyologlarının penceresinden anlatılıyor. Bu amaçla Türkiye'deki iktisat sosyolojisine doğrudan ya da dolaylı olarak katkı yapan düşünürler olarak Ziya Gökalp'ten Sabri Ülgener'e, Fahri Fındıkoğlu'ndan Cavit Orhan Tütengil'e ve Mehmet Eröz'den Amiran Kurtkan Bilgiseven'e kadar farklı düşünürlerin görüşleri aktarılıyor. Aynı zamanda yakın dönemdeki sosyal ve iktisadi sorunları çözme noktasında devlet merkezli eleştirel yaklaşımlar, dini ve ahlaki yaklaşımların iktisadi süreçlerdeki etkisini araştıran kültür merkezli Weberci yaklaşımlar, sermaye merkezli eleştirel yaklaşımlar ve yeni iktisat sosyolojisi yaklaşımları anlatılıyor. Türkiye'de 1990'lardan günümüze hızlı liberalleşmenin sosyal ve iktisadi alanda ortaya çıkardığı sorunlara bütüncül bir açıdan bakabilmek iktisat ve toplum arasındaki mesafeleri azaltabilmenin en önemli yollarından biri olsa gerek...
  • Açıklama
    • Türk toplumundaki geleneksel sosyal, iktisadi ve kültürel değerler yeni dünyanın hızına yetişmeye çalışıyor. Neo-Klasik iktisadın sosyal bilimleri doğa bilimlerine dönüştürme çabası iktisat, insan ve toplum arasındaki bağların kopmasına neden oluyor. ‘İktisadi olan'ın ‘sosyal olan' üzerinde tahakkümünü daha çok artırması iktisat ve toplum arasındaki mesafeleri artırıyor. İktisat sosyolojisi ise iktisadi olaylara sosyolojik bir açıdan bakarak tek tip yaklaşımlar yerine çok disiplinli yaklaşımları esas alıyor. İktisat sosyolojisi hem tek tek parçalara bakıyor hem de bütünü anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyor. Her ülke için standart bir iktisadi sistemin ve politikanın önerilmesi oldukça sınırlı bir yaklaşım. Öyle ki insanı, toplumu, kültürü ve tarihi anlamadan bir ülkenin iktisadi sorunlarını çözebilme gayreti suya yazı yazmak gibi bir şey. Her ülkenin iktisadi sorunlarının kendine özgü olması akıllara tıbbın kurucusu Hippokrates'in görüşlerini getirmektedir. Hippokrates her bir hastanın özel olduğunu, standart tedavinin olamayacağını söyler. O meşhur ‘hastalık yok, hasta var' aforizmasındaki gibi. İktisat sosyolojisi de tarihsel gerçeklerden hareket ederek insanı ve toplumu anlama gayreti içerisinde. Aynı zamanda sosyal ve iktisadi yapılar açısından her ülkenin kendi gerçeğini görerek ve bilerek iktisadi sorunları çözme amacında. ‘Türkiye'de İktisat Sosyolojisi' adlı bu çalışmada tarihsel süreçte Türkiye'de iktisadi düşüncenin nasıl oluştuğu ve ahlaki değerlerin iktisadi yapı üzerinde ne türden etkiler oluşturduğu farklı iktisat sosyologlarının penceresinden anlatılıyor. Bu amaçla Türkiye'deki iktisat sosyolojisine doğrudan ya da dolaylı olarak katkı yapan düşünürler olarak Ziya Gökalp'ten Sabri Ülgener'e, Fahri Fındıkoğlu'ndan Cavit Orhan Tütengil'e ve Mehmet Eröz'den Amiran Kurtkan Bilgiseven'e kadar farklı düşünürlerin görüşleri aktarılıyor. Aynı zamanda yakın dönemdeki sosyal ve iktisadi sorunları çözme noktasında devlet merkezli eleştirel yaklaşımlar, dini ve ahlaki yaklaşımların iktisadi süreçlerdeki etkisini araştıran kültür merkezli Weberci yaklaşımlar, sermaye merkezli eleştirel yaklaşımlar ve yeni iktisat sosyolojisi yaklaşımları anlatılıyor. Türkiye'de 1990'lardan günümüze hızlı liberalleşmenin sosyal ve iktisadi alanda ortaya çıkardığı sorunlara bütüncül bir açıdan bakabilmek iktisat ve toplum arasındaki mesafeleri azaltabilmenin en önemli yollarından biri olsa gerek...
      Stok Kodu
      :
      9786050331011
      Boyut
      :
      160-235-0
      Sayfa Sayısı
      :
      168
      Basım Yeri
      :
      Ankara
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2020-01-22
      Kapak Türü
      :
      Karton
      Kağıt Türü
      :
      1.Hamur
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat