Yeni Dünya ve Türkiye

Mustafa Kemal'in şiarı 'yurtta sulh, cihanda sulh'tu Türkiye, içinde bulunduğu sürekli kriz bölgesinde, bu ilkeyi ayakta tutabilecek gelişme göstermiş midir? .... Yazarımız bu sorunun yanıtını arıyor. Bu ülkenin insanları, bugün belki de her zaman olduğundan daha çok, sapla samanı ayırmak; eleştri, tartışma, bilim, bilimsellik gibi kavramları yerli yerine kullanmak zorunda. Günün ağır sorunlarının altından kalkabilmek ve en azından yakın geleceğe isabetli birkaç adım atmayı başarabilmek için. Yazar, bu anlamda yaşadığımız kargaşaya değiniyor... Bir üçüncü dünya ülkesi miyiz, değil miyiz? ... Demokrasi nedir, biliyor muyuz, bilmiyor muyuz? Günümüzü ve geleceğimizi akıl penceresinden mi görüyoruz yoksa varımız yoğumuz, dilimizden düşürmediğimiz yakınmalardan ve temennilerden mi ibaret? Bu yapıyla AB'de varolabilir miyiz? Yazar, AB oluşumu içinde, gerçekleşebilir bir gelecek için projeler geliştirildiğinde, bunlardan yararlanmamız gerektiğine dikkat çekiyor. ... Günümüz Türkiye'sinin, Batılının tahlilindeki görüntüsünü ele alıyor. Üstad Çetin Altan'ın, ne olduğumuzu ve bu kafayla ne olamayacağımızı anlamamız için sunduğu bir anahtar vardır; önemli'yle değerli'yi ayırmak. Canbolat, sunduğumuz denemesinde...kalkınma çabası içinde görünen üçüncü dünya ülkeleri için, strateji belirlemede benzer bir anahtar öneriyor: Birey ve siyaset için doğru tercih hangisidir: Olmak mı Sahip Olmak mı? Canbolat, uluslararası politikada 'imaj'ın önemine değiniyor ve İsrail devletinin kuruluşunun kritiğinden yola çıkarak, Ortadoğu barış projesi için gerekli "ilk soruyu" soruyor... -Aytekin Hatipoğlu, Yeni Yüzyıl, "Perspektif" / "Vizyon"- (Arka Kapak)